11.09.2010

gündem...



bu aralar gündemimiz pek dolu, pek değişken... pazartesiye kadar gündem kirmizi hanim konsere gidecek mi idi... bu konu üzerine türlü sebeplerle telefonlar açıp, konuyu gidip gitmeme konusundaki kararıma getirip beni gitmemeye ikna etmeye çalışan tüm arkadaşlarım da ayrı bir konu... (tümüne sonradan ayrı ayrı teşekkür edicem, özellikle de dönüş yolundaki sefalet hikayelerini dinledikten sonra) ee ne de olsa, konsere bir hafta kalıncaya kadar, paşalar gibi presale den saha içi biletini almış ve gerekirse eline bir tabure alıp inner circle da konser izleme niyetlisi bir cengaverdim ben... ama hayatımda ilk defa ruhum ve bedenim birbirine uymadı bu konuda ve yaklaşık 1-2 saat ayakta kaldıktan sonra mutlak suretle uzanmamı gerektiren bir bel ağrısıyla konser sevdamdan son bir hafta içinde vazgeçiverdim...
neyse bedenim bana boyle bir yamuk yaptı ama aynı zamanda ruhuma iyi gelen hormonlar salgılama işini de pek iyi ayarladığından olsa gerek, hiç de o kadar kötü hissetmedim kendimi... ne de olsa asıl hevesimi geçen sene gerçekleştirmiştim, benim için önemli olan o hamleyi yapmış olmak, o heyecanımı o zaman, orada yaşamaktı...


ikinci önemli gündem konumuz ise, malum bayram tatili... ben de, sevgili de, ilk defa bir bayram tatilini istanbulda geçiriyoruz da... ilginç bi durum tabii, bunca zamandır haldır haldır tatil planları, hazırlıkları yapmaya alışmış bünyelerimize hayli garip bi deneyim oldu bu... ama bunu da tatmak lazımmış cidden... gerçi biz bu sefer biraz da şanslıyız çünkü birçok arkadaşımız da bayramda burada ve evdeki yat yuvarlan ve film seanslarının dışında da programdan programa koşmaktayız... 3. gün bitti, şimdiden bedenime de ruhuma da iyi gelen bir tatil oldu bu... 

en önemli ve önceki iki gündem konumuzun asıl sebebi, gerçek gündem konumuz olan hamileliğe gelirsek, sayfada sağ üstteki ayıcığın da söylediği gibi son günlere geldik artık... kontrollerimiz artık haftada bir oldu, ve her defasında nst ye bağlanıyoruz oğluşumla... hazırlıklarımız da büyük oranda bitti, bitmeyenleri de pek takmıyorum, zira deneyimli arkadaşlardan da öğrendim ki o hazırlıklar hiiç bitmezmiş... 

bu arada bizim arkadaş çevremizde şu ana kadar birkaç arkadaşımızın bebeği vardı, ama bu sene bu tablo inanılmaz değişiyor... ben de inanamıyorum ama, en yakın görüştüğümüz arkadaşlarımızdan 10 çift bu sene bebek sahibi oluyor, 3 tanesi doğdu, 7 tanesi de yolda... yani bizim oğluşun kankaları şimdiden hazır gibi... 





şu aralar bolca sosyalleşmek, deneyimli arkadaşlarımın çokca tembihlediği bişeydi... malum, oğluş gelince bi süre bizim ona, onun bize ve hayatımıza alışma sürecimiz olacak... bunun en son noktasını da geçen pazar yaşadık sanırım... aynı gün, sabah kahvaltısı, öğleden sonra çayı ve akşam maç izleme seansı olarak 3 farklı çift arkadaşımızı ağırladık evde... tamamen tesadüf tabii, genelde böyle programlarda ikiyi geçirmemek iyi oluyor... yukarıdaki resim de sabah kahvaltımızdan... 

bu bekleyiş de ilginç bişey, doktorumuz daha bir hafta sonra her an gelebilir diyeceğiz dese de, bendeki kelebekler çoktan havalandı bile...


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...