10.11.2008

pek hamarat bi pazar günü...

bu pazartesi sabahı, bir gün önce evde kotardığım işlerin etkisiyle acaip iyi uyandım. şöyleki; sabah 9 gibi uyanıp, 9.30 da mutfakta buldum kendimi. cumartesi günü beşiktaş pazarında kendimi kaybedip aldığım meyve sebzeleri taze taze tüketmek, tabii bi de dolap kontrolü yapmadan pazara gittiğim için evdeki peynir ve yeşillik enflasyonunu yoketmek için, otlu+beyaz peynirli tepsi böreği yaptım. tarifi verilecek pek özel bişey değil, ama pazar kahvaltısı öncesi fırından gelen iştah kabartıcı kokular itibariyle çok özel.
.
sonra bebeği yeni doğan bi arkadaşıma götürmek için sakızlı muhallebi yaptım. anneden tüyoyla, süt veren annelere sütlü tatlı iyi gelirmiş de... hazır paket değil, unuyla, nişastasıyla, halis mulis çeşme sakızıyla... aslında yıllardır türlü şekillerde yaptığım bişey, tarifi belki sonra resimle birlikte veririm...
.
sonra şurada gördüğüm, resimdeki balkabaklı gözlemelerden hazırladım. tariften farklı olarak sadece, ben 1 yufkayı 6ya böldüm ve minik minik gözlemelerim oldu... 3üne şeker ekledim, üçünü sade bıraktım, sadeleri tarifte önerildiği gibi balla denedik... cidden harikaydı. daha önce, 2 çeşit pasta, çorba, zeytinyağlı meze gibi şeyler denemiş biri olarak, balkabağıyla bişeyler pişirmekten ne kadar hoşlandığımı da birkez daha hatırlamış oldum.
.
kahvaltı sonrası, akşam için aldığım tavuk bagetleri, yoğurt+salça+sarmısak+zeytinyağı ve baharatlarla hazırladığım sosa bulayarak terbiye yapıp, dolaba attım dinlenmesi için. sonra arkadaşlarımızı ziyarete gittik. dönünce evde akşam yemeğinden, sonra hala tamamlayamadığım yazlık-kışlık operasyonunda ciddi ilerlemeler kaydettim.
.
en son da malum derbiden sonra morali bozuk, koyu galatasaraylı eski bi dostumuzu biraz viski, çikolata, çerez ve sohbetle, moralini düzeltmeye çalışarak, ağırlayıp günü bitirdim... uhhh... ne günmüş cidden, yazarken bile yoruldum, ama kendimi çook iyi hissetmeme hiiiç engel değil bu...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...